Economist dergisinin 167 ülke arasinda yaptigi Dünya Demokrasi Endeksi arastirmasinda, Türkiye 2008e göre 2010 yilinda iki basamak geriye giderek, 89. siraya inmistir. Ülkelerin tam demokrasi, kusurlu demokrasi ve melez rejim diye üce ayrildigi bu arastirmada Türkiye, ne yazik ki, kusurlu demokrasiler arasina bile girememis, Tanzanya, Filistin, Uganda, Si-erra Leone ve Haiti gibi ülkelerle birlikte Hibrid me-lez rejim olarak anilmistir.

Freedom House adli örgütün Dünyada Özgürlük 2011 raporunda ise 1193 ülke özgür, kismen öz-gür ve özgür olmayan kategorileri altinda üce ayril-mistir. Türkiye, bu raporda ise kismen özgür ülkeler kategorisinde yer alabilmistir.

Iste tam da bu noktada, ülkemiz bir daha gercekten özgür secimlerin yapilma imkaninin olmayabilecegi, otoriter bir etnik merkezli federal baskanlik sistemi üze-rinden parcalanmaya dogru hizla ilerlemektedir. Iktisat filozofu diye nitelendirilen Ege Cansenin 22 Ocak 2011deki Hürriyetteki kösesinde yapmis oldugu AKPnin, gerek büyük devletlerin birakin Kürtler kendi kendini yönetsin baskilariyla, gerek kendi felsefesi sonucunda Türkiyede bölünme fiilen bas-lamistir tespiti, artik hala uyuyanlara yapilmis son cagridir.

Böyle bir ortamda bu kitabin yazarlarindan birisi olan genc akademisyen korktugu icin adinin kitapta yayinlanmasini istememistir. Cünkü bu kitap Türkiyede otoriter bir rejim olan hegemonik parti sisteminin nasil kuruldugunun gercek hikayesidir. Ancak Türk milleti demokrasiden ve hukuk devletinden oldugu gibi ülke-sinin bütünlügünden de vazgecmeyecektir.