Max Weber, Alman sosyo-kültürel yapisi icinde yetismis ve bu iklimin etkisi ile eserlerini kaleme almistir. Buna ragmen yazmis oldugu eserler tesir bakimindan Alman sinirlarini coktan asmistir. Sanayi sonrasi yakin dönemin toplumsal degerlendirmesini yapan Weber küresel diye nitelendirilen bu zamanlarda hala tartisilan ve metinlerine bas vurulan bir klasik olma özelligini sürdürmektedir. Bu da sosyolojisinin özgünlügünü ve tespitlerinin önemini göstermesi acisindan dikkate sayandir.

Weber derin bir bilgi, cetrefil bir dil ve yogun bir kavramsallastirmayla, anlasilmasi zor ve yanlis anlamaya müsait eserler vermistir. Kuskusuz Max Weberin gelistirdigi anlayici sosyoloji ulastigi sonuclar ve kullandigi yöntem bakimindan elestiriye aciktir ve elestirilmesi gerekmektedir, lakin Weberi elestiren yaklasimlarin bir cogu maalesef yanlis anlasilmadan veya tam olarak anlasilamamadan kaynaklanmaktadir. Bunda da en cok Weberin agdali dili ve pozitif olmaktan daha cok idealist felsefeye dahil edilebilecek bir metodoloji kullanmasinin payi bulunmaktadir.