Yazarinin ifadesiyle bu kitap, bir efsanenin yaratilisini ve gercekligin dogru bir tasviriymis gibi nasil kabul gördügünü anlatiyor. Söz konusu efsane, psikiyatrik ilaclarin ruhsal bozukluk ve rahatsizliklarin temelinde yatan biyolojik aksakliklari düzelttigi fikridir. Psikofarmokoloji alaninin en saygin isimlerinden Joanne Moncrieff, yaptigi kapsamli arastirmalara dayanarak bu efsanenin temelsiz oldugunu gösteriyor ve özellikle de uzun süreli psikiyatrik ilac tedavisinin zararli etkileri konusunda bizleri uyariyor.
Peki bu efsaneden cikar saglayanlar kim Cok sayida arastirma ve deneyin yani sira psikiyatri mesleginin tarihine de deginen yazar, bu efsanenin sadece ilac firmalarina degil, bilimsel ve tibbi bir görünüm kazandirdigi psikiyatri meslegine, toplumsal kontrol mekanizmasina ve devlet ekonomisine de yaradigini savunuyor. Psikiyatrik ilac kullaniminin hizla yayginlastigina dikkat ceken Moncrieff, bizi her türlü ruhsal sorunu ilaclarla cözmeye tesvik eden mevcut anlayisa alternatif olarak sundugu yaklasimi söyle tarif ediyor
Bu yaklasim psikiyatrik ilaclarin mütevazi ve gecici faydalarini nesnel olarak degerlendirir ve zararli etkilerini acikca ortaya koyar. Sözde bilimsel yaniltmacalara basvurmadan, ilaclarin iyi gelip gelmedigi kararini insanlarin kendilerine birakir. Tibbi terimlerle maskelenen gercegi, psikiyatrik ilaclarin mucizevi sifalar degil normal beyin faaliyetlerini bozan psikoaktif maddeler oldugu gercegini gözler önüne serer. Ve nihayet, zorla verilen ilaclarin bir tür kimyasal tahakküm oldugunu göstererek, psikiyatrik rahatsizliklara daha dürüst ve insancil bir müdahaleyi tesvik eder.