Ankaraya bagli bir köydür Gökcimen. Bir tepenin eteginde uzanir. Kizlariyla nam salmistir. Bu köyde, cayir cimenin yesili kizlarin gözüne yansimistir. Bu yüzden göküs olurlar. Biraz büyüyüp serpildi mi, birkac altin akcaya yasli ve zengin adamlara verirler sorgusuz sualsiz.
Velikulla Havananin kizlari Dürü de bu köyün göküs kizlarindan biridir. Ilkokul besi bitirdigi o yaz, komsu köyün, Evcinin agasi Kabak Musdu bir görüste vurulur Dürüye. Musdunun yasi geckin, parasi ise ganidir. Gökcimenden birkac yandas edinip kendine, celer Dürünün babasinin aklini, söz alir. Söz agizdan cikmistir bir kere. Dürü, Kabak Musdunun ikinci esi olacaktir. Anasi karsi cikar; Dürü kiyametleri koparir. Daha önce onunla ayni kaderi paylasan kizlar gibi kendini asmayi düsünür. Köyün akilli delisi Ulugus Nine karsi cikar Dürünün bu fikrine. Sevdadan yanadir Ulugus; daha da önemlisi Gökcimenin kizlarinin kaderi degissin ister. Ama nasil
Fakir Baykurt, istemedikleri adamlara verilen kizlarin kendilerini asarak kaderlerine karsi koymaya calistiklari öykülere inat, edebiyatta devrimci tutumunu sürdürerek, boyun egmeyi degil, direnmeyi yüceltiyor bu romaninda.