2014 yilinda Türkiyenin kritik ana gündem maddelerinden birisi hic süphesiz ilk defa halk tarafindan secimi gerceklestirilen Cumhurbaskanligi secimidir. Recep Tayyip Erdogan, Ekmeleddin Ihsanoglu ve Selahattin Demirtasin yaristigi secimlerde; Recep Tayyip Erdogan en yüksek oy oranina ulasarak; Türkiyenin ilk defa halk tarafindan secilen 12. Cumhurbaskani olmustur. Bu secim; bir yönüyle vesayetci anlayisin sona erdiginin göstergesi, diger yönüyle ise Türkiyede Cumhurbaskanligi makaminin demokratiklesmesi acisindan önemli bir kilometre tasi olarak Türk siyasi hayatinda her zaman hatirlanacaktir.
Türkiyede 2014 Cumhurbaskanligi Secimi adeta genel secim havasinda yürütülmüstür. Üc aday yürüttügü siyasal kampanya faaliyetleriyle; bir yandan neden kendilerine oy vermeleri gerektigini vatandaslara anlatirken, ayni zamanda diger adaylari desteklememeleri konusunda onlari ikna etmeye calismislardir. Rakip adaylara oy vermemeleri hususunda secmen kitleleri etkilemenin en kolay ve kestirme yollarindan biri de siyasal kampanya faaliyetleridir. Günümüzde artan nüfusa bagli olarak secmen kitlelere ulasabilmedeki güclük, siyasal sorunlarin gittikce karmasiklasmasi ve anlasilirliliginin azalmasi, kitle iletisim teknolojisinin gelismesi ve cesitlenmesi karsisinda; siyasi adaylarin secmeni etkileyerek ikna edebilmesi icin, profesyonel ekiplerin de yardimiyla daha yogun bir caba icerisine girdikleri gözlenmektedir. Iste farkli üniversitelerden bilim insanlarinin bir araya gelerek, akademik isbirliginin güzel bir örnegini olusturduklari bu eser; siyaset bilimi ve siyasi iletisim perspektifinden hareketle, 2014 Cumhurbaskanligi Secimini farkli yönleriyle mercek altina almaktadir. Bu calismanin iletisim, siyasal iletisim ve siyaset bilimi literatürüne önemli katkilar saglayacagina yürekten inaniyor ve eserin ortaya cikmasinda emegi gecen bilim insanlarini kutluyorum...