Amacsiz, basibos ve asi ruhumla beyhude bir ömür tüketirken, bir grup kafadarla Canakkale gezisine gitmistik.
Savaslarin gectigi yerlerde dinledigim, dedelerimin kahramanlik dolu sarsici hikayeleri ve kardeslik bagi hayatima anlamli sayfalar acmisti. Bütün dünyami kusatan bu esrarli duygu, varolus nedenimi yeni bastan sorgulamama da sebep olmustu.
Dizginlerini kirmis bir küheylan gibi sahlanan gözü pek Osmanli torunlari; asklarini, hayallerini ve memleket hasretlerini bir tarafa koyarak yollara düsmüstü. Bu cesur yigitlerin bizleri yasatmak icin ölümü tercih etmeleri beynimde firtinalar koparmisti. Özellikle de yedi düvele meydan okuyan ölümsüz destanlari iksirli bir ilac gibi damarlarima yayilarak bütün duygularimi yaratilis ayarlarina geri cevirmisti.
Allah ve Peygamber askinin yürükleri atesleyerek, vatan derdine düsen iki yüz elli bin sehidin icinde; bilhassa da Üc Muhammedin yürek paralayan hikayesi beni derin bir uykudan uyandirmisti.
Eminim ki bu kitapta sizin de icinizde yeni benler dogacak, hayatin anlami belki de ilk kez yürek kivrimlarinizda bitmeyen bir heyecana dönüsecektir.