Stefan Zweigdan essiz bir uzun öykü, ustalikla islenmis bir kurmaca, insana dair duygularin evrenselligi... Satranc, psikolojik tahlil yapma ve insan ruhunun derinliklerini anlatmada en önde gelen yazarlardan Stefan Zweigin intiharindan önce tamamladigi son eseri. Otobiyografik özellikler de tasiyan kitap, bir satranc makinesine karsi Nazilerin tecridi altinda ruhi dengesini kaybetmis, kendine bile yabancilasmis birinin verdigi mücadeleyi derinliklerine dogru inerek anlatiyor. Kitap, bir satranc karsilasmasini merkeze alsa da cok daha genis bir konu yelpazesi iceriyor Nazi barbarligi; insanin mecbur birakildigi sinirliliklar dahilinde kendini asma cabasi; umudun kaybolusunun getirdigi caresizlik; yeni bir baslangic icin kendi kendine bile meydan okuma; hirsin akla karsi cikisi; tasrali-sehirli, egitimsiz-kültürlü, sonradan görme-aristokrat karsitliklari ve celiskileri... Kitaplarindaki bir kristal netligindeki zeka beni büyülemistir. Georg Rendl Yasanan bir travmanin edebiyatta islenmesinin en sasirtici örneklerinden. Hannes Fricke