Kardeslik, hayatimizin en uzun iliskisidir. Yetiskin hayatimizin belli bir asamasinda, anne babalarimiz yaslanip ölürler ama kardeslerimiz, olagan durumda, ömrümüzün büyük kisminda hayatimizda olmaya devam ederler. Ne var ki, her zaman kolay bir iliski degildir bu. Kardeslerin varligi bir firsat olarak da görülebilir, bir yükümlülüge de dönüsebilir. Peki kardes kimdir ve hayatimizdaki anlami nedir Son otuz yildir bilimsel bir disiplin olarak ortaya cikan kardeslik arastirmalari, kardeslerin kisinin gelisiminde en az anne babalar kadar önemli bir yere sahip oldugu görüsünde. Cünkü kardeslerimiz, esit pozisyonda ilk sosyal deneyimlerimizi yasadigimiz kisilerdir. Onlarla kiskanclik, sevgi, öfke, güven, sevinc, cosku ve korku gibi duygulari ilk kez ve en yogun sekilde yasariz. O halde, bu son derece karmasik ve celiskili duygulara acik iliski nasil bir özellik tasir Kardeslerimiz yetiskinlik hayatimizin hangi alanlarina, nasil etki ederler Karsilikli destek ve dayanisma, rekabet ve kiskancliktan daha mi zordur Kardeslerin ayni ya da farkli cinsiyetten olmasi aralarindaki iliskiyi nasil etkiler Yas farki önemli midir Kardesler arasinda yasanan sorunlarda ebeveynlerin payi nedir Kardeslerle iyi ve yapici iliskiler sürmek icin ne yapilmalidir Gazeteci Susann Sitzler, Kardeslerde bir öz, iki üvey ve üc yari kardesten olusan kalabalik ailesinden yola cikarak, duygu dolu ama eglenceli bir tonla kendi hikayesini anlatiyor. Öte yandan titiz bir calisma sonucunda psikoloji, sosyoloji, tarih, etnoloji gibi farkli disiplinlerden faydalanarak derledigi veriler isiginda kardeslik konusunda kapsamli bir cerceve ciziyor. Yazar, kardeslerimizi her zaman sevmek zorunda olmadigimizi ama onlarla iliskimizin hayatimiza nasil bir zenginlik katma potansiyeli tasidigini gösteriyor.