Ibn Haldunun tarihsel arastirmaya sasirtici derecede cagdas yaklasimi, cagdas dönem öncesi dunyanin önde gelen tarih alimi olmasini saglamistir. Basyapiti Mukaddimede tarihsel kanitlari degerlendirerek olaylarin altta yatan sebeplerini belirlemeyi amaclayan, Aristotelesci kavramlardan hayat bulan bir yöntem gelistirmistir. Yapisal tarih ve tarihsel sosyolojinin dunyadaki ilk örnegini temsil eden Mukaddime, Avrupadaki Aydinlanma döneminden dört yuz yil önce cagdas tarihyazimini ve sosyal bilimleri öngörmustur.
Ibn Haldun, bu eserde, meslektasi olan diger Musluman tarihcilerden kayda degmez sifahi gelenegi birakmalarini ve bunun yerine calismalarini felsefeden beslenen bir sosyal örgutlenmeler anlayisi uzerine temellendirmelerini talep eden kentli, kulturlu bir entelektuel dini otorite olarak ortaya cikiyor.
Platon, Aristoteles ve Galen ile baslayan, Greko-Islami filozoflar Farabi, Ibn Sina ve Ibn Rusd ile devam eden, sonrasinda Montesquieu, Hume, Adam Smith ve Durkheim ile yenilenen entelektuel neslin bir uyesi haline gelen Ibn Haldun ve basyapiti Mukaddime uzerine ayrintili bir calisma olan Marakesin Portakal Agaclari - Ibn Haldun ve Insan Bilimi, iyi bir biyografi ve tarih kitabi olmasinin yani sira ayni zamanda bir Mukaddimeyi anlama kilavuzu niteliginde.