Hadi gel su balkona cikalim seninle ey tas
Balkondaki kuyuya üzünclerimizi dökelim
Dökelim dünyaya ait ne varsa gözlerimizde
Dökelim siyah derili ölülerimizi, bembeyaz dislerimizi
Aaa Bu tabut da nereden cikti böyle diyelim
Gercekten de durup dururken nereden cikti bu tabut
Cocuklara bakip da diyelim bunu, Istanbulu unutalim
Cesmeleri, karpuz sergilerini, okul cikislarini hep unutalim
Günceli alip eline, onu bir güzel yoguran, farkli kivamlara getiren bir sairle karsi karsiya kaliyoruz Siir Tasinda. Ama en cok da güncelin masala, efsaneye dönüsüverisine sasiriyoruz. Oysa bunda sasilacak bir sey yok. Ilk bölüm olan Ateste; Ates böcekleriyle kanavicelerin arasinda gezinen sairanelik baska nasil izah edilir
Ikinci Bölüm Tasa gelince Tas, yalin kilic yahut birbirinden ilginc karsiliklariyla, sairin elinde topuz oluyor sanki... Adem Turan ilk kez bu kitapla toplumsal olanin ritmini bu kadar net tutuyor.