Teknolojik gelismelerle birlikte internet, bilgiye ulasmada vazgecilmez bir unsur haline gelmistir. Bu anlamda kitle iletisim araclari da internetin hizina uyum saglamaya mecbur kalmistir. Dahasi izleyiciokuyucular tarafindan tuketilen bir urun olan haber artik bu kitle tarafindan uretilmeye baslamistir. Web 1.0 teknolojisinden Web 2.0 teknolojisine gecis, izleyici ve okuyucu kitlenin etkilesimine izin vererek, haber uretiminin bir parcasi olmalarina olanak tanimistir.
Bu baglamda egemen soylemin ureticisi olmakla elestirilen kitle iletisim araclarina alternatif olmasi sebebiyle sosyal aglar alternatif medya olarak kabul gormustur. Ozellikle genc kusagin vazgecilmezi olan bu yeni medya; akilli telefonlar ve tabletler sayesinde mobil bir sekilde her an, her yerde kullanilabildigi icin cagin vazgecilmezleri arasinda yerini almistir. MSN ve bloglari takiben 4 Subat 2004 tarihinde Harvard Universitesi 2006 devresi ogrencisi Mark Zuckerberg tarafindan kurulan Facebookun, 11 Eylul 2006 tarihinde tum e-posta adreslerine acilmasi ayni zamanda yeni bir donemin de kapilarini acmistir.
Facebookun kurulusunun ardindan 2006 yilinda Jack Dorsey tarafindan gelistirilen Twitter ise 2009 yilinin ilk yarisinda populerlik acisindan ciddi adimlar atmaya baslamistir. Facebooktan tamamen farkli olan Twitter, sosyal medyanin akisini degistirmistir. 140 karakterlik bir limit dahilinde durum guncellemesi ve mesaj yazma olanagi saglayan Twitter Java vd., 2007 55, medyanin aciz kaldigi bilgi akisina aninda ve ucretsiz ulasma imkani sunmustur. Bu anlamda Twitter, toplumsal hareketlerin goz bebegi haline gelmis ve yerel bazdaki bir olayi kuresel olcege cevirerek, olayin dunyanin problemi haline gelmesini saglamistir.
Ote yandan, 15 Ocak 2009da US Airwaysa ait yolcu ucaginin Hudson Nehrine acil inis yaptigi kazayi Janis Krumsun dunya basinina dusmeden 15 dakika once, cep telefonundan cekip Twitterda paylasmasi; Twitterin alternatif bir haber medyasi olarak kullanilmasina ilk ornektir. Bu olaydan sonra da 25 Ocak 2011de Misirda baslayan devrim hareketinde Twitter sayesinde neredeyse dunyadaki herkes sosyal medyanin toplumsal olaylardaki harekete gecirici gucunu kabul etmeye baslamistir. Bu guc ulkemizde ise 27 Mayis 2013 tarihinde baslayan Gezi Parki eylemlerinde kanitlanmistir.
