Meksikali yazar Yuri Herrera, Bedenlerin Göcünde ölümcül bir salginin pencesine düsmüs isimsiz bir sehri anlatiyor. Sokaklarda ölümün kol gezdigi ama kimsenin ölüm korkusuyla hareket etmedigi, insanlarin adlarindan cok lakaplariyla bilindigi suc kokan bir sehir burasi. Hükümet Endiselenecek bir sey yok dese de halki her türlü iliskiden kacinmaya, yerlerinden kipirdamamaya cagiriyor. Insanlarin bir kismi eve kapanirken bir kismi da randevuevlerine gitmeyi, kafayi bulup belaya bulasmayi sürdürüyor.

Tüm bu karmasanin icinde iki mafya ailesi birbirlerinin cocuklarini esir tutuyor. Bedenlerin takasini ayarlamaksa bir zamanlarin avukati, simdinin sorun cözücüsü Elfekkakin omuzlarinda. Hikayeler katman katman cözülürken iki ailenin gizemli gecmisini ögreniyor, Elfekkakin ic catismalarina ve sucla kaynayan bir sehrin dogasina taniklik ediyoruz.

Bedenlerin Göcü sessizliklerle örülü, kisa ama zengin anlatimiyla sürükleyici bir narko-noir örnegi.