Denizi ask sanmistim önceleri. Yanilmisim. Agir bir bedel ödedikten sonra anladim ki Denizde bir damlaymis meger Ask.
Evet geldi. Bir nisan sabahi Günesten kizillar sürerek gögün yanaklarina Usulca sokuldu buzdan kalbime. Önce gözleri degdi gözlerime gece kadar islakti. Safak kadar aydinlik, günes kadar sicakti. Kirpiklerinin gölgeliginden kirpiklerimin kurak iklimine akti, bahari firar etmis bir mevsim serinliginde. Üsüdüm önce, sonra ates sardi afakimi. Kalbim, mahremiyet ile sirrin, gizlilik ile bilinmezligin, tutku ile askin cözülmez meydani oldu.
Baktin mi bir baska bakardin gözlerime. Gözlerinle gözlerime sokulurdun usulca. Gökte firtinanin önüne katip dörtnala kosturdugu bulutlar gibi yüregim cosardi. Iliklerime kadar titrerdim ama sen görmezdin. Zaman dursun isterdim gözlerin gözlerime degdiginde. Kabima sigmazdim. Yürüyüsüm degisirdi farkinda olmadan. Daha bir dik yürürdüm. Daha bir saglam basardim kaldirimlara. Cökmezdi omuzlarim simdiki gibi. Gökyüzünün mavilikleri oksardi basimi. Tika basa sevgi dolardi yüregim.
Güne seninle baslardi sanki sehir. Öylesine heyecan dolu, öylesine sevecen Tarla kuslarinin sarkisi duyulurdu cok uzaklardan. Serceler eslik ederdi onlara. Perdelerin araligindan süzülüp, günes öperdi yanaklarindan ve sen, sabah güllerinin mahmurlugu gözlerinde uyanirdin. Renkler uyanirdi Gökyüzünde mavi, cimenlerde yesil uyanirdi. Kelebekler uyanirdi erken saatte ve etrafinda ucusurdu pencerenin. Bir günlük ömre seni sigdirmak istercesine