Kuslar bir araya toplanir, Bu zamanda
hicbir ülke padisahsiz degil, bizim de
padisahsiz kalmamamiz lazim, padisahsiz
ülkede düzen ve tertip olmaz, kendimize bir
padisah tayin edelim. derler. Bu sirada
Hüthüt gelir ve kendisinin Süleyman
peygamberin mahremi ve postacisi
oldugunu belirtip; Sizin zaten bir
padisahiniz var ama bundan bihabersiniz. O,
bize bizden yakin da biz ondan uzagiz.
Padisah daima odur. Adi da Simurgdur,
binlerce nur ve zulmet perdeleri ardindadir.
Gelin de onu hep birlikte arayip bulalim.
der. Kuslar Hüthütün kilavuzlugunda yola
cikarlar fakat kuslarin kimi yoldaki
hicaplarda kalir, kimi yem istegiyle bir
yerlere dalar, kimi ac ve susuz kalarak can
verir. Sonunda yüzlerce kustan sadece otuzu
vadileri asar ve Simurga ulasirlar. Kitapta
kuslarin diliyle anlatilan, vahdet-i vücut
inancidir.