Bugra Gülsoy, Birinci Kiyametin devami olan, serinin son kitabi Ikinci Kiyamette okurlarini sürükleyici bir yolculuga daha cikariyor. Yasanmis akil almaz bir hikayeden esinlenen roman, askin ve savasin tanikliginda tüm zamanlarin icinde geciyor.
Birinci Kiyamet, Poenun En korkunc canavarlar, ruhlarimizda gizlenenlerdir cümlesiyle basliyordu. Ikinci Kiyamet ise yine Poenun Bir taht insa etmis ölüm, uzak batida yalniz bir sehirde cümlesiyle devam ediyor.

Roman, boksör Sabri Mahirin hic bilinmeyen hikayesinin detaylarini duygu yüklü bir dille anlatiyor. Türkiyeden gitmek zorunda kalan ve tüm dünyanin kiyisinda ac, sefil dolasan Sabrinin tek hayali Istanbulda biraktigi Perasina, vatanina kavusmaktir. Gittigi her ülkede yeni bir kiyametle tanisir, her kiyamet onu askina yaklastiracak birer ipucudur.

Tevfik Fikretten Sakalli Celale, Marlene Dietrichden Bertolt Brechte, Osmanlidan Hitler Almanyasina kadar tüm zamanlarin icinden gecen Sabri Mahir Ikinci Kiyamette, akil almaz serüvenine, Günesin Dogdugu Yere, Perasina seslenerek devam ediyor
Bu sana son mektubum Geliyorum

Dönüyorum sana, yuvama, gercegime. Ici bizimle dolu bir gelecek olamaz artik biliyorum. Tek bildigim son bir kez daha bakabilmek gözlerine, yüzüne bakabilecek cesareti kendimde bulabilirsem eger...