Bazen uzun uzun baktik aynalara, gözlerimizin söylediklerini anlamak icin. Bazen de baska hayatlardaki yansimalarimizi görmeye niyetlendik. Hatta baskalarinin hayatlarindaki akislerimizi görürsek daha iyi hissedecegimizi düsündük belki, birbirimizi acilarimizdan tanirsak hafifleyecegimize inandik... Biz onun karsisinda öylece dururken kendi sirrini döktü ayna, koca koca ömürler gecti icinden. Farkinda olmadan kapildik gittik aynadan gecen ömürlere; aglamanin, mücadelelerin, kahkahalarin, dostlugun, kültürün, kimligin, kadin olmanin kisacasi yasanmisliklarin agirligini hissederek. Oysa hayattan söke söke aldiklarimizla; sustuklarimiz, kahkahalarimiz, asklarimiz, kök saldiklarimiz, gittiklerimiz, sevinclerimiz, acilarimiz ve tutkularimizla insandik. Ve farkinda olarak ya da olmayarak heybemizde toplamistik yasanmisliklarin biraktigi iyi kötü tüm izleri. Hatta zaman zaman heybemizde biriken bu yasanmisliklari tasimakta zorlanip anlatmak istedik, ruhumuz hafiflesin diye.
Oyuncu ve yazar Devrim Yakut bir koleksiyoner titizligiyle topluyor gündelik hayatin icindeki o siradan, bir o kadar da siradisi hikayeleri. Aklimin Aynali Carsisi ile birer kösesinden ilistiginiz tüm hayatlara temas ettiginizi hissedecek, dingin bir üslupla kaleme alinmis bu hikayelerde kendi akislerinize rastlayacaksiniz. Her karakteri acilarindan ve sevinclerinden taniyip uzun zamandir görüsmediginiz eski bir dostla sohbet ediyormus gibi hissedeceksiniz.