KAVRUK COCUKLUUMUZ
Cehennemin yedi kapisi vardir.
Her birinin icinde atesten daglar, vadiler, kaleler ve evler vardir.
Her ev icinde ipler, sandiklar, tokmaklar, topuzlar, zincirler, bukagilar,
köpekler, zehir ve zakkum emsali bin türlü azap vardir.
Onda kara yüzlü, gök gözlü zebani melekleri vardir ki,
cümlesi sagirdir ve onlarda merhamet duygusu yaratilmamistir.
Öyle coktur ki hesabi yoktur.
Kadriye Memis, bizi bu evlerden birine davet ediyor.
Icinde bin türlü azap yasadigi, merhamet duygusundan mahrum gecen cocuklugunun yani kendi
cehenneminin kapilarini araliyor.
Kavruk Cocuklugumuz, anne ve kardes özlemiyle yanip tutusan
iki kiz kardesin gercek hikayesini anlatiyor.
Acligi ve ekmegi bölüsmenin hikayesini, yasadiklari iskence dolu günlere ragmen
iyi insan olmayi basarabilen kücük kadinlarin hikayesini...
Hayatinin her aninda, cocuk gözleriyle anneyi arayan ve bu arayisla bir ömür geciren Kadriye
Memis, kendi cocuklugundan kesitleri okuyucuya sunuyor.
Anne baba olmayi, kardesligi, cocuk yasta evliligi, aile ici siddeti;
kisacasi bir kurum olarak aileyi toplumsal kurallari göz önünde tutarak sorguluyor.