Bir zamanlar, babasi tarafindan eli hic tutulmamis, sirti hic sivazlanmamis, sadece karanliga hapsedilmis bir evlatti o; fakat bugün, gölgesiyle bile her an, her saniye oglunu korumaya calisan muazzam bir babaydi... Bundan seneler evvel, sürüklenerek götürüldügü ve Derimin yaninda katildigi bir baska partide yine bircok göz, merakla onun üzerine dikilmisti ve Anka, o bakislarinin nedenini ögrendiginde yasadigi sarsintiyi, bugün gibi hatirliyordu. Hayati boyunca o kadar asagilanmamisti. Derimin aci gecmisi telafi edebilmek icin gösterdigi caba, elbette takdire sayandi ve Anka onun samimi cabasinin, kalbindeki kiriklari onardigini da kabulleniyordu. Fakat biraz evvel yaptigi sey; kimseye boyun egmeyen adamin cesaret ettigi jest, bir baska kadinin gögsünü kabartabilecek olsa da Anka bunu hissetmiyordu. Aksine, yüreginde gecmiste yasadigi asagilanmanin sizisi ve Derimin bu kadar gözü kara olmasinin yasattigi tedirginlik vardi. Bu adeta Derimin kendi kendine verdigi cezanin sinirsizligini kanitliyordu. Öylesi düsünmeksizin, öylesi fütursuz ve öylesi boyun egilmis bir teslimiyetti yaptigi.