Ruhsal olarak sikintilar ve sorunlar yasamak bir eksiklik degildir. Aksine bu sorunlar ve sikintilar degerlendirilebilirse, insan icin birer firsattir. O firsat; yasanan aci olaylarin, kayiplarin, kaygilarin ve öfkenin ortadan kaldirilmasi, silinmesi veya yok edilmesi icin gelmez. Bilakis onlarla yasama becerisinin saglanmasi icin gelir. Bu beceri, hayat yolculugunda tekamül sürecinize eslik eder ve sizi ruhsal olarak kaybolmaktan korur. Ruhsal anlamda kaybolmamak ve ruhun halkalarini kaybetmemek adina insana düsen emek vermektir. Olumsuzluklarin mahkmu ve kurbani olmamak adina, ruhunuzun kayip halkalarini fark etmeniz, onarmaniz ve korumaniz icin caba göstermeniz gerekir. Insan olmanin geregidir kendini tanimak, anlamak ve kabul etmek. Gecmiste yasanan olumsuz ve üzücü durumlar nedeniyle simdi magdur olabilirsiniz fakat onlara mahkm olmak zorunda degilsiniz. Zira mahkm olmak sizi o duruma kurban eder. Her insan bir zihin kafesinde yasar ama kimi özgürdür kimi ise mahpustur o kafeste. Özgür olanlar ruhunun kayip halkalarini bulan ve onlari korumak icin caba gösterenlerdir. Ruhunun kayip halkalarini bulanlar, aklina siklikla gelse de olumsuz düsüncelerden, bitmeyecek zannettigi korkulardan, dinmeyecek sandigi kaygilardan, isgal edilen yanlarindan, bir cendereye alinmis sucluluk duygusundan ibaret olmadigini bilir. Yine bilirler ki, onlar kainat halkasinin bir parcasidir. Bu parcanin icinde olumsuz düsünceleri ve durumlari hak ettigi kutuya atarken kendi icin de nefes almayi ögrenmistir.