Kararini verdikten sonra da durmadi. Bir hanceri andiran gagasi acilip kapandi, viyaak, viyaak sesleri yayildi ortaliga. Kanatlari pesi sira hizla inip kalkarken koca gövde havalandi. Biraz yükseldi, söyle bir-iki tur atti Tujik Bava üzerinde, ardindan da Agdada dogru süzüldü. Önce vadiyi sonra Sey Rizanin konagini asti ama Kandil dagi tepesini gecmedi; geri döndü. Bir kez daha asagida ki virane Agdadi seyretti yüregi sizlanarak. Arkasindan yeniden Tujik eteklerine ulasti. Ulasir ulasmaz da hafifce saga dönüp Gule Yaylasina dogru ilerledi. Derken Alisr Magarasini geride birakti ama Iksor Vadisine ulasmadan kuzeye döndü. Mavi Munzur Nehri boyunca yoluna devam etti.
Kirmer köyüne ulastiginda, o güne kadar hic görmedigi insanlarla karsilasti. Merak etti yabancilari. Icinden biraz daha yakindan görmek geldi onlari ve kanatlarini gövdesine yapistirarak asagiya dogru inmeye basladi. Bir rüzgar vinlamasina ya da kalin bir islik sesine benzer bir sesle uyanan asagidakiler, baslarini kaldirip baktilar. O zaman daha iyi anladi onlarin yabanci olduklarini. Evet, bunlar bugüne kadar gördügü, bildigi insanlar degillerdi. Giysileri, davranislari, dilleri bambaskaydi yabancilarin. Kimdi ki acaba bunlar Nereden geliyor, nereye gidiyorlardi öyle