Zehra, Leyla, Asya ya da Ayse...
Bambaska isimlerin gölgelerine hapsolmus, kalbinizi yarip gecmeye meyilli hayatlarin anlatisidir elinizdeki bu kitap.
Kadinliga, baskaldiriya, aska, isyana ve daha nice sakli kalmis duyguya ait öyküler pesi sira siralaniyor sayfalar boyunca. Hikayelerin hicbiri okuyucuya ne bir ders ne de bir tavsiye vermek niyetinde. Kelimeler ruhunuza ince ince dokunarak gecip gidiyor gözlerinizin önünden. Bu cografyaya ait hayatlar bu cografyanin hakikatleriyle örtüserek cikiyor karsiniza. Sasirtici, can acitan, fakat bir o kadar da zihinlerde anlamli izler birakan yasamlarin göbeginde buluyorsunuz kendinizi.
Zeynep Esin; bizi edebiyatin kilcal damarlarinda gezdirirken, adeta bir performans sanatcisi hüviyetine bürünüyor. Edebi üslubunu ustalikla ve cesurca sergiliyor. Kapali anlatimlar, bilinc akisi, geri dönüs ve röportaj teknigi ile okuyucusunu edeb bir doyuma ulastiriyor.
Affan Fatih Öztürk
Gündelik hayatin icinde, basina hep bir ama ekledigimiz acilarin, katman katman acilarak anlatim zenginligi ile mazeretsiz olarak gözler önüne serildigi ve siddete ugrayan tüm canlilarin gercek acilari ile yüzlesebilmemiz benim tek umudumdur, diyen yazarin dokuz öyküsünü bir araya getirdigi ilk kitabi Son Üc Dakika.
Görmezsen anlayamazsin, duymazsan duyuramazsin. Gördügünü anlatman duydugunu haykirman icin duvarin ardini görebilecegin bir ses bu öyküler. Duvarin ardi gül bahcesi degil. Yazar Son Üc Dakikada, ancak duvarin ardina gecmeyi basarabilirsek görebilecegimiz acilari, ete kemige büründürmüs ve bu acilari okurlar icin katman katman acmis.
Gerceklerin duru temiz bir dille ama can yakan bir sesle anlatildigi Son Üc Dakikada, umut gercegi görebilmemizde gizli
Ilknur Demir
Tanitim Bülteninden
