Geldigimiz yeri unutup gözlerimizi hicbir sey bilmez bir sekilde actigimiz dünya hayati... Yasamin gercek sebebini anlayanlar icin dünya bir sicrama tahtasi olabilecekken cogumuz cesitli sebeplerle gercegi görmezden gelip dünyanin dislileri arasinda sikisip kaliyoruz.
Kosturuyoruz ama ne icin kosturdugumuzu bile bilemeden. Beyaz atli prens ve pembe panjurlu ev hayallerine ulasabilmek icin harcadigimiz zaman, bizleri cogunlukla düs kirikligi yiginlarina götürüyor. Cünkü sorgulamaktan korkuyoruz, gercegin uzaktan zor gibi görünse de yaklastikca huzur verdigini ve iste aradigim buydu dedirtecegini bilmiyoruz. Biz sadece kalabaligin arkasindan gitmeyi tercih ediyoruz. Sonu hüsran ve pismanlik olacak bir sona dogru emin adimlarla ilerliyoruz. Keskenin verdigi o aci hissi tatmamak icin hicbir zaman gec degildir ama daha da gecikmeden haydi sorgulamaya baslayalim. Hem de her seyi. Cünkü ömür, ancak gercekten yasanirsa adina hayat denir.
