Girin, kapiyi actim girdim. Beni görür görmez Sklyanskinin yüz ifadesi degisti, dikkatlice yüzüme bakip Ne oldu diye sordu. Galiba birini öldürdüm dedim sakin ve üzgün bir tonla.

Suriyede tip egitiminin ücüncü yilinda Sovyetler Birligine armagan olarak bir yontu yontar tastan. Yanit armagan gecikmez Üniversite bursu
Böylece dünyanin en eski 1919 ve en saygin sinema okulu VGIKte film yönetmenligi ögrenimi serüveni baslar.
Okula giris zorludur Kültürel, sanatsal ve kisisel yönden sinav, sorgulama karisimi bir görüsme maratonu yasar. Kazanir.
Basarinin getirdigi sadece sinema egitimi degildir. Konugu oldugu ülkedeki, dünyanin pek cok yerinden farkli bir toplumsal ve ekonomik yapiyi, siyasal ve entelektüel ortami tanima ve anlama sürecinin baslangicidir ayni zamanda.
Bir gencin 1975 yilina kadar aldigi kültür ve edindigi bilinc; simdi bambaska olanla tanisma, kaynasma ve harmanlanma sürecine girecek, aci tatli deneyimler yasayacaktir.
Ancak bu sadece Sovyet toplumu ile bir kültürel girisim asamasi degildir. Okulda Vietnam, Polonya, Fas, Cin gibi pek cok ülkeden ögrenci bulunmaktadir ve hemen her gün bir ulusun ya da yörenin bayrami, kutlamasi vardir. Kültürel ve entelektüel girisim iyice boyutlanacaktir.
Ayni yillarda Sovyetler Birligi de yikilis sürecine girmektedir. Türkiyede herkes bu süreci gazetelerden, televizyonlardan, resmi aciklamalardan, kapitalist ülkelerin yöneticilerinin tepkilerinden, diplomasi trafiginden izlemektedir; Semir Aslanyürek ise sahnenin tam icinde yer almakta ve sahnenin disindakilerin göremediklerini, hissedemediklerini anlamakta ve anlatmaktadir.
Semir Aslanyürek yasamöyküsünden yedi yillik bir kesit aktarirken buna kosut olarak bir okulun, bir ülkenin, cok katmanli ve uluslararasi boyutlu bir siyasal ortamin görünümünü satirlarinda canlandiriyor. Sonucta kendisi bir film yönetmeni ve artik tarih olmus, unutulmus bir toplumu ve ekonomik-toplumsal yapiyi kendi gözünden yazinin perdesine uyarliyor.
Seyirlik bir kitap.