YASAM, ÖLÜM, TANRI VE GENC OLMANIN ISYANI ÜZERINE MUHTESEM VE SARSICI BIR ROMAN
Muhammed, Isa ve Budanin iyi seylere niyet ettiklerine inaniyorum. Benim katlanamadiklarim onlarin ardindan gelen düzenbazlar Dini cikarlarina alet eden papazlar ve diger muktedirler. Insanlari körü körüne itaat etmeye, vergi ödemeye, savasmaya, kadinlari kendi cehennemlerine hapsolmaya davet eden sarlatanlar. Insan nasil olur da bir yandan öldürmeyeceksin derken, diger taraftan halki Tanri ve anayurt icin savasmaya ve öldürmeye davet edebilir Yo, hayir Bizi aldatiyorlar
Linnea, her gün kendini ispat etmek zorunda oldugu bir dünyaya uyanmanin sefaletiyle bogusur. Iliskilerin semboller araciligiyla yürütüldügü, insanin sahip oldugu esyalarla tanimlandigi bir dünyada yasamanin zorluklarini asmaya calisir. Insani bir umuda baglayan o saf inanc kirletilir, ruhsuz bir dünyanin ruhu olan din basit bir ticari ürüne cevrilirken tacirlerin tanrisiyla iliskilerini keser. Yasanan güne, solunan havaya merhaba diyebilmek ve anlamli bir ciglik gibi yasayabilmek icin yeni bir imla arar hayata.
Katarina Mazettinin diyaloglari yildirim gibi carpiyor insani Sonra yangin yerine dönen ruhumuzdan yeni bir ben yaratmaya cagiriyor bizi.
Arbetet
Mazettinin sözcükleri icimizi kor gibi dagliyor Itiraz etme yetenegini kaybetmis bir insanin yalnizca kuru bir kabuga dönüstügünü carpiyor suratimiza.
Sydsvenska Dagbladet