Tanrinin bir olduguna tam suurlu olarak iman etmek, bilinc kanallarinin daha acik olmasiyla
iliskilendirilebilir. Bu da evrensel bir duyarliliga sahip olmayi, sefkat ve merhameti, kavram
olmanin ötesinde hissedip yasayabilmeyi, evrenin bütün galaksi ve yildizlarinda gecerli
olabilecek bir ahlak anlayisina sahip olmayi gerektirir. Sevmek ve sevdiginin farkinda olmak,
ilahi bir istir. Tipki insanin kendisini sevdiginde kendisiyle ilgili düsüncelerinin, tamamen sevgi
icerikli olmasi gibi. Bu kacinilmaz bir yazgi gibi, insanin bilincinde oldugu, bir var olus
gercekligidir. Kendini bilmek de bu cümledendir. Kendini bilen ve seven bir insanin bilinci,
Tanrinin bilinciyle kesistigi kümede, daha fazla elemana sahip olur. Bu Tanrisal akis icin
Tanrinin kapilarini, kendini bilerek calmak demektir.
Peki ya, calinan kapi Tanrininki degilse..
Kime dua ettigini, kimden yardim istedigini bilmeyen Ademoglu, Tanrisal akistan kopunca, bir
daha baglantiyi kuramamistir. Idris, Ilyas ve Isaya A.S lütfedilen bilinci, Hz. Muhammed
S.A.V e verilen olaganüstü gücü anlamanin önündeki engel nedir
Onlarin önünde, kendi sabirsizlik ve aceleciliklerinden, yine kendilerinin dogurdugu, Asmodeus
ve Lilith durmaktadir...
Yeryüzünün bilinc kapilarinda bütün güzellikleri ve cirkinlikleri, iyilik ve kötülükleri, dogruluk
ve yanlisliklariyla, Asmodeus ve Lilith durmus, siritmaktadir... Ademoglu ise, onlari akil sahnesinde oynadiklari, en güzel oyunlarda seyretmektedir. Bilince
giden kapinin anahtari ise, unutturulmustur
Halbuki;
Kaf... Bu Sanli Kuran cok yücedir...
Bilinc kapisinin Kaf anahtariyla acilacagi ise, pek cok Ademoglu icin, bir sirdir.