Kökleri yeraltina, dallari göge uzanan agac, insanlik tarihinin en kadim ve en kutsal simgelerinden biridir. Üst, orta ve alt dünyalari birbirine baglayan agac tarihöncesinden beri bir hac ve tapinak merkezi olmustur. Bugün az sayidaki avci-toplayici halkin hala kutsal agaclari vardir ve topraklarindan sürgün edilmis olsalar bile o agaclari ziyaret etmeye devam etmektedirler. Ortacagin sonlarinda Dogu Avrupadaki son pagan toplumlarin dinini degistirmek isteyen misyonerler kutsal korulara saldirmisti. Neolitik ilahlardan önce agaclar vardi. Atalarimiz onlarin gölgesine siginip dua etti. Kisin yapraklarini döküp baharda yeniden dirilen agac tanrisal tezahürün en arkaik bicimlerinden biridir. Agac Mitolojisi, dünyayi anlamlandirma maceramizin, korkularimizin ve ümitlerimizin tarihine bakiyor.