Dogayi anlatmakla yetinmeyen, onunla birlikte düsünen, hatirlayan ve müdahale eden bir edebiyat mümkün mü
Bugün, küresel iklim krizinin aciliyet kazandigi, ekolojik yikimlarin gündelik hayatin ayrilmaz bir parcasi haline geldigi cagimizda edebiyat, yalnizca cevreyi anlatan bir tür temsil düzlemi degil, ayni zamanda etik ve politik bir müdahale alani olarak da degerlendirilmektedir. Ekoelestiri, bu cercevede, edebiyatla ekolojik düsünce arasinda kurulan elestirel köprülerden biridir.
Atelye Edebiyat ve Ekoloji, edebiyatla ekolojik düsünce arasindaki cok katmanli iliskiyi irdeleyen yazilardan olusan bir derleme. Yeni doga yazini, mavi beser bilimler, somatik ekoloji, posthümanizm ve maddeci kuram gibi güncel yaklasimlarla kaleme alinan bu yazilar; roman, öykü, kisisel anlati, deneme ve elestiri türlerinde doga ile kurulan anlati iliskisini sorguluyor.
Geleneksel doga yazini ile güncel doga anlatilari arasindaki dönüsümü inceleyen teorik katkilar, cevreci anlatilarin estetik oldugu kadar duygusal ve bilissel etkilerini de gündeme getiriyor. Edebiyatin yalnizca cevreyi temsil eden statik bir alan degil, ayni zamanda etki ve dönüsüm yaratabilen gücte, kinetik bir yapi oldugunu hatirlatiyor. Bu kuramsal yaklasim, kitap boyunca pratik edeb cözümlemelerle birleserek edebiyati ekolojik krizin tanigi, tasiyicisi ve dönüstürücüsü olarak yeniden konumlandiriyor.
Doga bilimini edebiyatla bulusturan yazilardan ekofeminist bellege, tas ocaklariyla cevrelenmis anlatilardan maddenin kulaktan kulaga fisildadigi öykülere, okyanusun bilgi ve hafizayla dolu karanlik sularindan kisisel hastalik anlatilarinda doganin yankisina uzanan bu derleme, dogayla birlikte okunan bir edebiyatin olanaklarini arastiriyor.
Edebiyatin ekolojik duyarlilikla yeniden örüldügü kolektif bir atelye.
